Japonya dünya üretiminin merkezlerinden birisi ve doğal olarak da enerji tüketiminin yoğun olduğu bir bölge. Tüketimi sağlayan önemli kaynaklardan biri Fukushima-Daiichi Nükleer Santrali ise hepimizin bildiği deprem felaketi nedeniyle devre dışı kalmış durumda. O da yetmezmiş gibi 11 Mart günü meydana gelen Tohuku depremi ve tsunami de 21 bin megawattlık elektrik üretim kapasitesini tahrip etti.
Sözün özü önemli noktalarda yer alan enerji üretim merkezlerinin doğal felaketlerden gördüğü zarar ülkeyi enerji darboğazına sürüklemekte. Ülkede elektrik kesintileri devam ediyor ve bu da üretimi baltalıyor. Açıklanan tahminler bu darboğazında ülkenin gayrısafi milli hasılasında 2011 yılı için 60 milyar $'lık bir daralma öngörüyor.
Kesintiler özellikle otomobil ve çip üretimini vurmuş durumda. Kesintiler yüzünden araçların boyama işlemleri bile yapılamıyor. Ayrıca çip üretiminin yapıldığı odalarda düzgün sıcaklığı ve basıncı yakalamak için de enerji gerekiyor ve herhangi bir kesinti nedeniyle çiplerin tamamı berbat olabiliyor. Anlayacağızı Japonya depremin yaralarını sarmak zorunda kalmışken bir de kendisini içinden çıkması gereken bir darboğazın ortasında buldu. Enerji krizinin etkileri Türkiye'de bile hissediliyor, piyasada bazı Japon arabalarının ikinci el fiyatlarının sıfır fiyatlarına yaklaştığını görüyoruz.
Japonya'nın girdiği bu darboğaz da lojistik imkanı elvermesi ve büyük bir üretim kapasitesine sahip olmasıyla en çok Rusya'ya yarıyor. Yıllardır Avrupa'nın enerjide beyazlı atlı prensi olan Rusya, aynı misyonu için artık Japonya için yükleniyor. Yakın zaman içinde kaynağını Rusya'dan alıp Avrupa'nın dört bir yanına dağılan enerji damarlarını gösteren haritaların, hikayeye Japonya'nın katılmasıyla daha genişleyeceğini söylemek kehanet değil. Bu da Rusya'nın ekopolitik etki alanının büyümesi anlamına geliyor.
Görsel: http://tut-z.deviantart.com
No comments:
Post a Comment