Gerçekleştirilmesi tam bir yılan hikayesine dönen Halkbank ihalesinde bu kez global mali kriz işleri arap saçına döndürdü. Dilerseniz önce Halkbank'ı kısaca bir irdeleleyim ve halihazırda Halkbank'a kimlerin alıcı alıcı gözüyle baktığını ortaya koyalım.
Öncelik Halkbank'ın KOBİ bankacılığının devi olduğunu söylememiz gerek. Bu alanda 850 bin müşteriye sahipler. Ayrıca 38 milyar YTL aktif ile Türk bankacılık sektörünün 7'ncisi. Net kar 814 milyon YTL iken toplam mevudat 29,7 milyar YTL'yi, krediler toplamı ise 16 milyar YTL'yi bulmakta. Aktifler içerisinde menkul kıymetlerin oranı %46 ve sermaye yeterlilik rasyosu ise %20,6. Türkiye'nin her yerinde 557 şubeye sahipler (2008 başı verileri).
Gelelim alıcılara... Alıcılar pekçok çevre tarafından üçe ayrılmış durumda. İlk grupta yanında bir yabancı ortağı bulunan yerli bankalar. Bunlar; Akbank (%20 hissesi Citi'nin), Yapı Kredi Bankası (Koç Grubu ve Unicredito eşit ortak), Garanti Bankası (Doğuş Grubu ve GE eşit ortak). Ayrıca İş Bankası da tamamen yerli sermayesiyle ihalenin alıcıları arasında gösterilebilir. İkinci grupta Türkiye'ye girmiş ve pazarda daha yüksek pay amaçlayan yabancılar bulunuyor. Bunlar HSBC, Finansbank (National Bank of Greece), Denizbank (Dexia), Türk Ekonomi Bankası (BNP Paribas ile eşit ortak) ve Oyakbank'ı alan Hollandalı ING Grubu. Üçüncü grupta ise daha önce Türkiye pazarına girmemiş ve burada bulunmak isteyen yabancılar bulunmakta. Bu grupta da İtalyan Intesa, Fransız Societe Generale, İspanyol Banco Bilbao Vizcaya ile National Bank of Kuwait var. Rus bankalarının da Halkbank ile ilgilendiği söylentileri ortada dolaşıyor ama pekçok kişinin inancı içerideki Körfez sermayesinin Halkbank satışı ile artacağından yana.
Öncelik Halkbank'ın KOBİ bankacılığının devi olduğunu söylememiz gerek. Bu alanda 850 bin müşteriye sahipler. Ayrıca 38 milyar YTL aktif ile Türk bankacılık sektörünün 7'ncisi. Net kar 814 milyon YTL iken toplam mevudat 29,7 milyar YTL'yi, krediler toplamı ise 16 milyar YTL'yi bulmakta. Aktifler içerisinde menkul kıymetlerin oranı %46 ve sermaye yeterlilik rasyosu ise %20,6. Türkiye'nin her yerinde 557 şubeye sahipler (2008 başı verileri).
Gelelim alıcılara... Alıcılar pekçok çevre tarafından üçe ayrılmış durumda. İlk grupta yanında bir yabancı ortağı bulunan yerli bankalar. Bunlar; Akbank (%20 hissesi Citi'nin), Yapı Kredi Bankası (Koç Grubu ve Unicredito eşit ortak), Garanti Bankası (Doğuş Grubu ve GE eşit ortak). Ayrıca İş Bankası da tamamen yerli sermayesiyle ihalenin alıcıları arasında gösterilebilir. İkinci grupta Türkiye'ye girmiş ve pazarda daha yüksek pay amaçlayan yabancılar bulunuyor. Bunlar HSBC, Finansbank (National Bank of Greece), Denizbank (Dexia), Türk Ekonomi Bankası (BNP Paribas ile eşit ortak) ve Oyakbank'ı alan Hollandalı ING Grubu. Üçüncü grupta ise daha önce Türkiye pazarına girmemiş ve burada bulunmak isteyen yabancılar bulunmakta. Bu grupta da İtalyan Intesa, Fransız Societe Generale, İspanyol Banco Bilbao Vizcaya ile National Bank of Kuwait var. Rus bankalarının da Halkbank ile ilgilendiği söylentileri ortada dolaşıyor ama pekçok kişinin inancı içerideki Körfez sermayesinin Halkbank satışı ile artacağından yana.
Son dönemde patlak veren kriz ile birlikte satış bir süreliğine ertelendi. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan yaptığı açıklamada bütün suların durulup herkesin sakinleştiği ortamda Halkbank'ı gerçek fiyatından satılacağını açıkladı. Hatta bir oturum esnasında Hintli bir ekonomistin Ziraat Bankası ile Halkbank'ı birlikte satın önerisine Unakıtan'ın "saçmalama, Türkiye'ye girmeni yasaklarım" şeklinde verdiği cevap da basına yansıdı. Sular ne zaman durulur bilinmez ama Türkiye'deki yönetimin aceleci olmayıp temkinli davranmasının satışı geciktireceği kesin.
No comments:
Post a Comment